TÜRK DÜNYASI MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİENGLISHTÜRK DÜNYASI MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİMENÜ

22 MART DÜNYA SU GÜNÜ BURSA KONFERANSI SONUÇ BİLDİRGESİ

Dünyada giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek ve içilebilir su kaynaklarının korunmasını ve arttırılmasını teşvik etmek için 22 Mart tarihi, 1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ilan edildiğinden bu yana Dünya Su Günü olarak kutlanmaktadır. Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği öncülüğünde, Bursa Uludağ Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Mudanya Üniversitesi bilimsel heyeti ile, Bursa Valiliği, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, BUSKİ Genel Müdürlüğü, DSİ Bursa Bölge Müdürlüğü ve TEMA Vakfı desteklerinde, Bursa Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde suyun önemini ve su kaynaklarının sürdürülebilirliğini vurgulamak için gerçekleştirilen 22 Mart Dünya Su Günü Bursa Konferansının çıktıları şu şekildedir:

 

  1. şamı için büyük önem taşımaktadır. Her canlının yaşamsal fonksiyonları ve doğanın ekolojik dengesi suya bağlı olarak sürdürülmektedir. Günümüzde Dünya ülkeleri temiz su bulma konusunda zorluk çekmektedir. Dünyanın dörtte üçü sularla kaplıdır ancak ulaşılabilir tatlı su kaynakları bunun sadece %2.5’luk kısmını oluşturmaktadır. Gelecek nesillere sürdürülebilir bir dünya bırakmak için temiz su kaynaklarının korunması ve su israfının önlenmesi gerekmektedir.
  2. ği, hayatımızın her alanında ihtiyaç duyduğumuz suyun kullanılamaz hale gelmesidir. Kontrolsüzce doğaya bırakılan atıklar su kirliliğine zemin hazırlamaktadır. Evsel tüketimin yanı sıra, endüstriyel ürünlerin üretimi aşamasında oldukça fazla su tüketilmektedir. Tüketilen proses suyu ise endüstriyel atıksular olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu atıksular arıtılmadan deşarj edildiğinde su kirliliğine sebep olmakta ve alıcı ortamdaki canlılara zarar vermektedir. Bu sebeple atıksuların alıcı ortama uygun bir şekilde arıtılması gerekmektedir. Su döngüsü açısından oldukça önemli olan bu durum, sürdürülebilir su kaynaklarının yönetimi açısından bir zorunluluktur. Ayrıca bilinçli tüketicilerin sürdürülebilir ürünleri tercih etmesi hem doğanın korunmasına hem de firmaların temiz üretim teknolojilerine yönelmesine yol açacaktır.
  3. şırı ve plansız kullanımı dünyadaki tatlı su ekosistemlerini baskılamış ve zarar görmelerine sebep olmuştur. Bu zarar sonucunda içme suyu temini, tarımsal sulama gibi hayati hizmetler sekteye uğramıştır. Nüfus artışı, artan gıda talebi ve iklim değişikliğinin su kaynakları üzerinde yarattığı etkiler günümüzde artarak devam etmektedir. Su kaynaklarının sürdürülebilirliği için su yönetimi doğru planlanmalıdır. Sürdürülebilir su yönetim stratejisinde, su kaynaklarının hidrolojik sistemde olumsuzluk yaratmadan günümüzde ve gelecekte en iyi koşullarda kullanımı hedeflenmektedir.
  4. ği, bir toplumun içme ve kullanma suyu, enerji üretimi ihtiyaçlarının karşılanması, suya erişimin sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi ve suyun olası zararlarından korunma yetkinliği olarak tanımlanmaktadır. Su güvenliğinin sağlanabilmesi için; kamu kurum kuruluşları, yerel yöneticiler, su kanalizasyon idarecileri, üniversiteler ve STK’lar öncülüğünde olası çözümleri üretme ve hızlı bir şekilde uygulamaya geçilmesi planlanmalıdır. Doğru, uygulanabilir, ekonomik su yönetim planlamaları ve projelendirmeleri yapılmalı ve faaliyete geçirilmelidir. Türkiye’de hali hazırda su güvenliğinin sağlanabilmesi için atılabilecek adımlardan biri baraj sayılarının artırılarak su depolama tesislerinin artırılmasıdır. Su depolama tesisleri arttırılırken, su kaynaklarındaki ekolojik akış, can suyu ve suyun mansapta kalite ve miktar açısından korunmasına dikkat edilmelidir. Su kaynaklarının kısıtlı olması, etkin su yönetimini gerektirmektedir. Su güvenliğinin sağlanmasında yerel yönetimler tarafından içme suyu dağıtım ve temin sistemlerindeki kayıp kaçak oranlarının azaltılması konusunda gerekli adımlar atılmalıdır. Fiziki ve idari kayıpların önüne geçilmelidir.
  5. İklim değişikliğinin beraberinde getirdiği su rejiminin ve yağış rejiminin bozulması hem yerel hem küresel çapta karşılaşılan önemli problemlerden biridir. Yine küresel ısınmanın beraberinde getirdiği kuraklık; sel ve taşkın afetleri gibi doğal bir olaydır. Aşırı kuraklığın geç fark edilmesi veya hiç fark edilememesi ise ciddi bir problemdir. Kuraklık yönetimi için; su kaynakları yönetimi, arazi kullanım yönetimi, ekosistem yönetimi, enerji üretim planlaması ve ekonomik kalkınma planlamasını içeren entegre bir kuraklık risk yönetimi planlanmalı ve uygulamaya geçilmelidir.
  6. şmalarına önem verilmelidir. İklim değişikliği ve doğal afetler değiştirilemeyecek gerçeklerdir, ekosistemin yara almaması için afet çalışmaları önem kazanmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. İklim değişikliğinin beraberinde getirdiği su rejiminin ve yağış rejiminin bozulması hem yerel hem küresel çapta karşılaşılan önemli problemlerden biridir. Yine küresel ısınmanın beraberinde getirdiği kuraklık ile mücadele etmek için su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi gereklidir.
  7. ğal afet ve acil durum halinde, bölgelerdeki önemli problemlerden biri kanalizasyon ve temiz su hatları gibi altyapı tesislerinin de zarar görmesidir. Kentleşmenin ve kent merkezlerindeki popülasyonun artmasıyla birlikte afetlerden etkilenen insan sayısı giderek artmaktadır ve içme suyu ve kullanılabilir su ihtiyacının karşılanamaması afet bölgelerinde bir afet krizine sebep olmaktadır. Bu gibi durumlarda kullanılabilecek su kaynakları için yerel yönetimler ve afet koordinasyon birimleri ile detaylı su yönetim planları hazırlanmalıdır. Kriz yönetimi değil risk yönetimine odaklanılmalıdır.
  8. ş atıksular sanayide ve tarımsal sulamada kullanılmaktadır. Bu kullanımların yanı sıra suya erişimi kısıtlı olan ülkelerde geri kazanılmış sular alternatif bir tatlı su kaynağı olarak düşünülmektedir. Atıksuların geri kazanım ile elde edilen suların endüstride ve tarımsal sulamada kullanılması tatlı su kaynakları üzerindeki baskının azalmasına yardımcı olacaktır. Arıtılmış atık suların yeniden kullanılması iklim değişikliği ile rejimi bozulan su akışından en az derecede etkilenmek için çok önemli bir önlemdir. Gerektiği halde arıtılmış sular içme suyu olarak kullanılabilmelidir. Suyun etkin yönetimi için tarımsal alanların sürdürülebilir kullanımı, vahşi sulama yerine yenilikçi sulama teknolojilerinin kullanımı gerekmektedir. Tarımsal faaliyetlerde suya göre tarım anlayışına geçilmesi teşvik edilmelidir. Su kıtlığı yaşayan bir bölgede fazla suya ihtiyaç duyan bitkiler yetiştirilmemelidir. İklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki etkisini azaltmak için sektörel etkilenebilirlik planları oluşturularak uyum planları hazırlanmalı ve uygulamaya geçilmelidir.
  9. şımlarına odaklanılmalı ve sürdürülebilir su yönetimi için adımlar atılmalıdır. Kaynaktan musluğa su yönetimi, su güvenliği sağlanmalıdır. Su kaynağı arayışında mutlaka yakın kaynaklar kullanılmalıdır. Yakın su kaynağı temiz değilse dahi arıtılıp kullanılmalıdır.
  10. ği şekilde kullanımına olanak verilmemelidir. Aşırı yeraltı su kullanımı nedeniyle zeminde oturmaların boyutları araştırılmalıdır.
  11. şkanlıkların değiştirilmesi oldukça önemlidir. Suyun önemi konusunda halkın bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır.
  12. ğ Üniversitesi, Mudanya Üniversitesi ve kamu kurum kuruluşları paydaşğında Bursa Su Araştırmaları Merkezi (BUSAMER) kurularak su kaynaklarının etkin kullanımı, havza su kaynaklarının gözetimi, bilimsel araştırma projeleri, atık suların deşarjı ve uzaklaştırılması ve tarımsal sulamada iyileştirme gibi çeşitli konularda çalışmalar yapılabilmesi öneri olarak sunulmuştur. Araştırma merkezi bünyesinde bir laboratuvar kurularak alternatif su kaynakları üzerinde çalışmalar yapılmalıdır.
  13. şayan bir ülke haline geleceği ve iklim değişikliğinin bu durumu artıracağı kaçınılmazdır. Mevcut durumda iklim değişikliğini kabul ederek sebep olduğu afetleri ve susuzluğu önleyecek politikalar benimsenmelidir.
  14. şmadan kaynaklı su kayıplarını önlemek için özellikle tarım sulamasında kullanılmak üzere uygun bölgelerde yer altı barajlarının yapımına başlanmalıdır.
  15. ş ve yetkililer bir araya gelmelidir. Su Kanunu’nun bir an önce yasalaştırılması gerekmektedir.

 

Özetle, Ülkemiz su kaynaklarının hem miktar hem de kalite olarak korunması, geliştirilmesi, kontrol edilmesi ve sürdürülebilir olarak kullanılması için katılımcı ve bütünleşik (entegre) bir yaklaşımla havza bazında su yönetiminin sağlanması temel zorunluluktur. Başta tarım sektörü olmak üzere, içme suyu ve sanayi sektörlerinde gerekli önlemler alınarak kayıp kaçaklar azaltılmalı ve su verimliliği artırılmalıdır. Kişisel su kullanımlarında tasarruf sağlanmalıdır. Su verimliliği seferberliği kapsamında; suyun önemi ve tasarruflu kullanımı konularında eğitimler verilmelidir. Suyun yönetimindeki dağınıklılığın önlenmesi için bir an evvel Su Kanunu çıkarılmalıdır.

  1. Tümünü Göster
Genel BaşkanımızDr. İlyas DEMİRCİ

TDMMB Genel Başkanı

TÜRK DÜNYASI MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİTanıtım Filmini İzleyinTanıtım Filmini İzleyin